![]() |
Tweet |
Lazkiye’deki darbe girişiminin bastırıldığı gün, YPG’nin çatı yapılanması SDG’nin Suriye ordusuna katılmayı kabul etmesi Ankara tarafından olumlu karşılandı. SDG’nin fiilen ortadan kalkıp kalkmayacağı yakından takip edilecek.
Terör örgütü SDG’nin Suriye Ordusu’nun yapısına dahil edilmesi kararı ve sonrasındaki uygulamalar Türkiye tarafından yakından takip ediliyor. Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmet Şara ile SDG elebaşı Ferhat Abdi Şahin arasında, Suriye topraklarının birliğini vurgulayan ve bölünmeyi reddeden anlaşmanın imzalanmasının ardından gözler bundan sonra atılacak adımlara çevrildi.
Terör örgütünün tasfiyesi konusunda Ankara’nın tavrı başından beri net ve bu konuda Suriye hükûmeti ile yakın iş birliği içinde hareket ediliyor. Buna göre, terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG silah bırakacak. Elebaşları ve yabancı örgüt mensupları, Suriye’yi terk edecek. Silahlı gruplar ordu içerisinde ayrı bir yapı teşkil etmeden Savunma Bakanlığı bünyesinde ulusal ordunun ayrıcalıksız bir parçası olarak yer alacak. Edinilen bilgiye göre, “devlet içinde devlet, ordu içinde ordu olmaz” anlayışından hareketle terör örgütü SDG, Suriye ordusu içinde blok olarak yer almayacak. Anlaşmanın imzacılarından bir tarafın terör örgütü olması sebebiyle Ankara, öncelikle uygulamayı görmek istiyor ve temkinli olunması gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle terör örgütünün kontrolünde olan ve anlaşma ile Suriye devletine bırakılan petrol çıkarılan bölgelerde Şam yönetiminden gelen talimatlara uyulup uyulmayacağının, SDG’nin ismen ortadan kalkıp fiilen devam edip etmeyeceğinin dikkatle izleneceği belirtiliyor.
Terör örgütü YPG’nin elinde en büyük koz olarak tuttuğu DEAŞ hapishanelerinin güvenliği konusu ise geçtiğimiz hafta sonu Ürdün’ün başkenti Amman’da Türkiye, Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Beşli Güvenlik Zirvesi’nde karara bağlandı. Edinilen bilgiye göre, DEAŞ ile mücadelede koordinasyon için ortak operasyon merkezi kurulacak. Suriye hükûmetinin bu kampları devralması ve eş ülkenin de burada düzeni sağlaması ortak mücadele merkeziyle sağlanacak. Operasyon merkezinin Türkiye veya Ürdün’de kurulması planlanırken, bu konudaki teknik çalışmaların da başladığı öğrenildi. Öte yandan Türkiye’nin Şam Büyükelçiliğinde askerî ataşe olarak görevlendirdiği Hasan Göz, görevine başlarken önümüzdeki günlerde iki ülke arasındaki askerî görüşme trafiğinin hızlanması bekleniyor.
Türkiye gazetesi Şam’da gerçekleşen Suriye Devlet Başkanı Ahmet El-Şara ile PKK-YPG elebaşı Ferhat Abdi Şahin görüşmesinin arka planına dair önemli bilgilere ulaştı. Türkiye’nin ABD, Avrupa ve Körfez ülkeleri ile yürüttüğü yoğun diplomasi ve Suriye merkezli politik tavrı varılan mutabakatta etkili oldu. Bağımsız Kürtler Birliği Başkanı Abdulaziz Temo “Yaklaşık 30 bin kilometrekarelik Suriye’nin doğu ve kuzey bölgesinde 10 yıllık işgal ve kâbus sona erdi, artık yeni bir dönem başlıyor’ dedi.
PKK’nın Suriye uzantısı PYD-YPG-SDG terör yapılanmasını masaya oturtan faktörlerin başında Türkiye’nin operasyon kararlılığı ve yürüttüğü yoğun uluslararası diplomasi trafiği geliyor. Rakka’da konuştuğumuz SDG yönetim kadrosundan bir militan “Bu anlaşma bizim açımızdan zorunluluğa dönüştü. Tüm kara mobilizasyonumuz Türk kara ve hava güçlerinin müdahaleleri nedeniyle bitme noktasındaydı. PKK-PYD-YPG üst yönetiminde Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm bölge genelinde büyük çaplı süpürme operasyonu başlatacağı beklentisi iyice hâkim olmaya başlamıştı. Şam’da rejim değişikliği, ABD seçimleri ve Körfez ülkelerinin tutumu nedeniyle Şam’la mutabakat dışında örgütün fazla seçeneği kalmamıştı. Öcalan’ın mektubu da bu süreci hızlandırdı. Hâlen anlaşmaya direnenler var. PKK içerisinde hem Suriye kadro yönetimi hem de KCK’da büyük tartışmalar, itirazlar oldu” dedi.
PKK işgal bölgelerinde anlaşma sonrası özellikle Arap siviller sokaklara inerek saatlerce sevinç gösterilerinde bulundu. Gazetemize son gelişmeler ve örgüt içi tepkileri anlatan SDG yetkilisi şunları anlattı: Başta Bahoz Erdal ve Mustafa Bayık olmak üzere Kandil kadrosu anlaşmadan rahatsız olduklarını belirttiler. Hatta Kandil’in önemli isimlerinden Mustafa Bayık, Şam mutabakatına karşı kendisine bağlı PKK’nın Civanen Şoresger isimli gençlik yapılanmasını sokağa dökerek sivillere ateş açtırdı ve Ferhat Abdi Şahin’i yaptığı anlaşmadan ötürü hain ilan etti. Bayık ‘Kandil ekibini kimse çıkaramaz’ diyerek kararı tanımadıklarını söyledi.
Kamışlı’da son gelişmelerden rahatsız olan Bahoz Erdal da Rakka’ya geçti. SDG, YPG, PYD gibi yapılanmaların feshedilmesi durumunda farklı bir paravan örgüt kurarak savaşa devam etme kararlılığında olanlar var. HAT, YAK, TOL gibi SDG’ye bağlı olmayan asayiş dışındaki terörle mücadele birimi olarak görev yapan ve yapıları Şam’la yapılan mutabakatın dışında tutarak farklı bir yapılanma içerisine girmek istiyorlar.
11 bin terörist sınır dışı edilecek
Şam’da temkinle yaklaşılan Şara-Şahin mutabakatı ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Suriyeli Bağımsız Kürtler Birliği Başkanı Abdulaziz Temo, sahada bundan sonra yaşanacak gelişmelere dair şu çarpıcı bilgileri paylaştı: Öncelikle ABD sürecin içerisinde aktif bir biçimde rol aldı. Michael Kurilla ile son görüşme öncesi Ferhat Abdi Şahin uzun bir görüşme gerçekleştirdi. PKK kanadı sürecin en başında çok üst perdeden taleplerde bulunmuştu. Bu taleplerin tamamına yakınından vazgeçirildi. Suriye’de kesin bir biçimde bir dönem kapandı. Geçiş sürecinde Türkiye’nin rolü çok daha kritik olacak. Çünkü DEAŞ kamplarının kontrolü, Kamışlı, Ayn el-Arab, Malikiye dâhil birçok noktada Türkiye gözlemci güç olarak görev yapacak. PKK Kandil kadrosundan 11 bin militan Suriye’den silahsız bir biçimde çıkarılacak. SDG yapılanmasından ilk planda 7 bin 500 kişi Suriye ordusuna entegre edilecek. Çok kısa bir zaman diliminde ise Tişrin Barajı ve Karakozak’ı teslim edecekler. Bölgeden çıkarılan 2 milyonu aşkın insanın geri dönüşü sağlanacak ve PKK’nın gasbettiği tüm ev, iş yeri ve araziler asıl sahiplerine devredilecek.
KAYNAK : Türkiye Gazetesi