Herkes ekmeğinin peşinde, orası kesin. Ancak İstanbul sokaklarında giderek büyüyen bir “motorcu terörü” var ki artık can güvenliğimizi tehdit eden bir hale geldi. Yolda arabayla gidiyorsunuz, her an, her yerde bir motorcu pat diye karşınıza çıkabiliyor. Özellikle kurye motorcuları, daracık alanlardan sıyrılmak ya da kaldırımda ilerlemek pahasına biz sürücüleri ve yayaları riske atıyor. İtiraf etmeliyim ki, yaşadığım son olay bu durumu göz ardı etmenin imkânsız olduğunu gösterdi.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un işlek caddelerinden birinde aracımla ilerliyordum. Gidiş geliş yönü olan bir cadde… Ters yönden gelen bir motorcu, adeta ne trafik kurallarını ne de başkalarının güvenliğini umursarcasına kaldırıma çıktı ve benim aracımın sağ dikiz aynasını kırdı. Bu, başıma gelen ilk olay değildi ama beni en çok etkileyenlerden biriydi. Aynayı kırdıktan sonra durmadan, arkasına bile bakmadan çekip gitti. O an şunu düşündüm: "Bu şehirde kimin canı gerçekten güvende?"

İstanbul gibi bir metropolde yaşıyoruz, trafik her zaman sorun. Ama trafik kurallarına uymayan, sürekli tehlikeye yol açan bu motorcu terörü artık kabul edilemez bir boyuta ulaştı. İnsanlar, kuryelere bir şekilde anlayış göstermeye çalışıyor, çünkü onların da ekmeğinin peşinde olduğunu biliyoruz. Ancak bu anlayış, can güvenliğimizi riske atan, sokaklarda adeta terör estiren kuryelere göz yummak anlamına gelmemeli.

Bu konuda ne yapılabilir bilmiyorum. Ancak bir şeylerin değişmesi gerektiği kesin. Can güvenliğimizin olmadığı bir şehirde yaşamak istemiyorum ve eminim ki kimse de istemez. Yetkililerden bu soruna ciddi bir çözüm bulmalarını bekliyoruz. Kurallar sıkılaştırılmalı, denetimler artırılmalı. Çünkü bir ayna kırılır, tamir edilir. Ama bir can kaybedilirse, bunun geri dönüşü yok.

İstanbul’da motorcu terörüne dur demenin zamanı geldi de geçiyor.

Suna Anaç