Her gün yeni bir acı… Her gün bir nefes, bir anne, hayalleri olan bir kadının hayatı ellerimizden kayıp gidiyor. Biz kadınlar, artık bu acıyı taşımaktan yorulduk, tükendik! Yeter artık! YETER!

Bugün yine yürekleri dağlayan bir haberle sarsıldık. Henüz 2 yaşında, masum Sıla Yeniçeri… Tekirdağ Malkara’da, şiddet ve cinsel istismarın kurbanı oldu. O küçücük bedeni, bu zalimliğe daha fazla dayanamadı. Daha hayatı tanıyamadan, bir caninin ellerinde bu dünyadan koparıldı. Bu vahşet, bu insanlık dışı zulüm karşısında ne söyleyebiliriz ki?! Sözler yalın kalıyor… Sözler dün, önceki gün, bugün bir kez daha bitti!!!

İstanbul’dan gelen haber ise tam anlamıyla kan dondurucu… Semih Çelik adlı katil, yarım saat arayla iki kadının hayatını vahşice katletti. Önce Eyüpsultan’da 19 yaşındaki Ayşenur Halil’i acımasızca katletti. Ardından, eski sevgilisi İkbal Uzuner’i Edirnekapı surlarında bıçaklayıp, başını kesip surlardan aşağı attı. İki genç kadın, hayalleriyle birlikte karanlığa gömüldü.

Kadınlar artık hiçbir yerde güvende değil! 25 yaşındaki İremşan A.’nın yaşadığı dehşet gecesi hala akıllarda. Gece yarısı iki adam tarafından takip edilip, taciz edilmek üzere sıkıştırıldı. Neyse ki, çığlıklarını duyan çevredeki insanlar yetişti de kurtuldu. Ama bu bir mucizeydi. Çünkü sokaklar, biz kadınlar için artık birer tuzak haline geldi.

Erkekler… Siz, biz 'KADIN'lardan ne istiyorsunuz?!! Unutmayın; sizi doğuran, büyüten, sizin varolma sebebiniz de bir kadın! 
Henüz 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti... O küçücük çocuğun maruz kaldığı korkunç olayları nasıl unutabiliriz? Nasıl unuturuz?
Ve bitmek tükenmek bilmeyen kaos… Boşanmak istediği için katledilen kadınlar?
Artık sadece canımızı kurtarmaya çalışıyoruz! 

Adalet yerini bulana kadar!…

Son dönemde ekonomik durumun körüklediğinin düşünüldüğü toplumsal bir cinnet halinin yaşandığına dair sosyologların değerlendirmeleri var. Bu cinnet halinin en büyük mağduru ne yazık ki kadınlar. Evde eşlerinden, erkek arkadaşlarından, sokakta hiç tanımadığı görüntüde insan olan karşı cinslerinden şiddet gören kadınlar artık buna bir dur demek gerektiğinin farkında ama siyaset ve yargının dahi bu yaşananlara sessiz kalması kadınların tahammülünü artık son noktaya getirdi. Cezaların yetersiz olması, suç içleyenleri cesaretlendirdi.

Kadın cinayetlerine, tacizlere, şiddete sessiz kalamayız, kalmayacağız! Ölen kadınlar, gençler, çocuklar sadece birer isim değil, birer hayat! Her sessiz kaldığımız an, başka bir kadının hayatına mal oluyor. Artık sessizlik değil, sesimizi yükseltme zamanı. Kadınların korkusuzca yaşaması, adaletin yerini bulması için hep birlikte mücadele edeceğiz.

Bu dünya kadınların omuzlarında yükseliyor. Haklı haykırış, haklı duruş ses getirene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.

Suna ANAÇ